Üsküdar Üniversitesi
Üsküdar Üniversitesi
Üsküdar Üniversitesi

Üniversitede Sosyal Anksiyete ile Nasıl Baş Edilir?

Üniversitede Sosyal Anksiyete ile Nasıl Baş Edilir?

Üniversitede Sosyal Anksiyete ile Nasıl Baş Edilir?

Üniversite hayatı, pek çok kişi için sadece akademik bir yolculuk değil, aynı zamanda sosyal ilişkiler, kişisel gelişim ve bağımsızlıkla ilgili önemli bir geçiş dönemidir. Ancak bazı öğrenciler için bu dönem, yoğun sosyal anksiyete (sosyal kaygı) nedeniyle oldukça zorlayıcı olabilir. Sosyal anksiyete, bireyin başkaları tarafından yargılanma, olumsuz değerlendirilme veya küçük düşürülme korkusudur. Özellikle kalabalık sınıflar, topluluk önünde konuşmalar, yeni arkadaşlıklar kurma ya da kulüp faaliyetlerine katılma gibi durumlar bu duyguyu tetikleyebilir.

Peki, üniversite ortamında sosyal anksiyete ile baş etmek mümkün mü? Bu yazıda, sosyal anksiyetenin üniversite yaşantısındaki etkilerini inceleyerek, başa çıkma yollarını adım adım ele alacağız.

 

1. Sosyal Anksiyetenin Üniversite Yaşamına Etkileri

Sosyal anksiyete, üniversite öğrencilerinin hem akademik hem de sosyal yaşamlarını doğrudan etkileyebilir. Bazı yaygın etkileri şunlardır:

  • Sınıf içi katılımın düşük olması: Söz almak, sunum yapmak ya da grup çalışmalarına katılmak sosyal kaygı yaşayan öğrenciler için büyük bir stres kaynağı olabilir.

  • Arkadaş edinmede zorlanma: Yeni insanlarla tanışmak, ortak paydada buluşmak ve sosyal etkinliklere katılmak kaygı nedeniyle ertelenebilir ya da tamamen kaçınılabilir.

  • Kampüs yaşamına yabancılaşma: Öğrenci kulüpleri, sosyal aktiviteler ve gönüllü çalışmalar sosyal anksiyetesi olan bireyler için uzak birer kavram haline gelebilir.

  • Akademik başarıda düşüş: Sunumlar, grup projeleri ve sınıf içi etkileşim gerektiren derslerde kaygı, notların düşmesine neden olabilir.

 

2. Sosyal Anksiyeteyi Tanımak: İlk Adım Farkındalık

Sosyal anksiyeteyle başa çıkmanın ilk adımı, bu durumun farkında olmak ve kabullenmektir. Sosyal kaygıya sahip olmak bir zayıflık değil, oldukça yaygın bir durumdur. Yapılan araştırmalar, her dört üniversite öğrencisinden birinin sosyal anksiyete belirtileri gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Belirtiler şunlar olabilir:

  • Kalabalık ortamlarda tedirginlik ve huzursuzluk

  • Yeni insanlarla konuşmaktan kaçınma

  • Eleştirilmekten aşırı korkma

  • Toplum içinde titreme, kızarma, terleme gibi fiziksel belirtiler

  • “Saçma bir şey söylerim” ya da “Beni yargılarlar” gibi iç sesler

Bu belirtilerin farkında olmak ve kendi deneyimlerinizi gözlemlemek, sonraki adımlar için zemin hazırlar.

 

3. Küçük Adımlarla Maruz Kalma Prensibi

Sosyal anksiyete ile başa çıkmak için önerilen en etkili stratejilerden biri “kademeli maruz kalma” yöntemidir. Bu yöntem, kişiyi bir anda korktuğu ortama itmek yerine, adım adım ve kontrollü bir şekilde bu ortamlara dahil etmeyi hedefler.

Örneğin:

  • Önce sınıfta oturduğunuz kişiye küçük bir soru sormak

  • Sonraki hafta bir arkadaşla kafede 10 dakika oturmak

  • Daha sonra öğrenci kulübünün tanıtım toplantısına dinleyici olarak katılmak

Bu küçük adımlar zamanla daha büyük sosyal etkileşimleri yönetebilme cesareti kazandırır.

 

4. Olumsuz Düşüncelerle Mücadele Etmek

Sosyal anksiyete çoğu zaman zihindeki abartılı ve gerçek dışı düşüncelerden beslenir. Örneğin:

  • “Sunumda rezil olacağım.”

  • “Beni kimse sevmeyecek.”

  • “Yanlış bir şey söylersem herkes güler.”

Bu düşünceler, gerçekte olduğundan daha büyük bir tehdit algısı yaratır. Bu noktada yapılması gereken, düşüncelerin doğruluğunu sorgulamaktır:

  • Gerçekten herkes beni yargılar mı?

  • Daha önce küçük hatalar yaptım, ama felaket oldu mu?

  • En kötü ne olabilir?

Bu tür sorgulamalar, zihinsel çarpıtmaları fark etmenize ve daha gerçekçi bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olur.

 

5. Destek Sistemleri Oluşturmak

Sosyal anksiyeteyle baş etmek için yalnız kalmamak oldukça önemlidir. Güvenilir bir arkadaş, bir rehber öğretim üyesi ya da bir öğrenci kulübü danışmanı size destek olabilir.

Ayrıca üniversitelerin çoğunda psikolojik danışmanlık birimleri bulunur. Bu merkezlerden bireysel terapi, grup terapisi ya da stres yönetimi atölyeleri gibi hizmetler alınabilir. Profesyonel destek, sosyal anksiyete üzerinde kalıcı ve etkili çözümler sağlayabilir.

 

6. Nefes ve Gevşeme Teknikleri Kullanmak

Anksiyetenin fiziksel belirtilerini azaltmak için bazı teknikler öğrenilebilir:

  • Derin nefes alma egzersizleri

  • Progresif kas gevşetme (kasları sıkarak sonra gevşetme)

  • Meditasyon ve mindfulness egzersizleri

  • Yürüyüş, yoga veya hafif egzersizler

Bu yöntemler, kalp atış hızını ve gerginlik düzeyini düşürerek kaygı anında rahatlama sağlar.

 

7. Kendinize Karşı Daha Şefkatli Olmak

Sosyal anksiyeteyle mücadele ederken kendinize karşı anlayışlı ve sabırlı olmalısınız. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak yerine, kendi gelişiminize odaklanın. Unutmayın ki sosyal beceriler zamanla gelişir. Bugün küçük bir konuşma yapabildiyseniz, bu büyük bir ilerlemedir.

Ayrıca unutulmamalıdır: Birçok insan dışarıdan özgüvenli görünse de iç dünyasında benzer kaygılar yaşayabilir. Bu yüzden kendinizi yalnız hissetmeyin.

 

Sosyal Anksiyete ile Yaşamak Değil, Yönetmek Mümkündür

Üniversite, yalnızca akademik bilgi değil, aynı zamanda hayata dair beceriler kazanma sürecidir. Sosyal anksiyete bu süreci zorlaştırabilir, ama yönetilebilir bir durumdur. Küçük adımlar atmak, destek almak, zihinsel kalıpları değiştirmek ve kendi sürecinize şefkatle yaklaşmak, bu yolculukta size yardımcı olacaktır.

Unutmayın: Sosyal anksiyete sizi tanımlamaz. Siz, bu duygunun ötesinde pek çok potansiyele sahip değerli bir bireysiniz.