Pandemi İle Dönüşen Üniversite Eğitimi
Pandemi dönemi ciddi bir dönüşüm süreci oldu. Pandemi her şeyi etkilediği gibi üniversite eğitimini de direkt etkiledi. Gıda, sağlık sektörü gibi etkilenen ilk sektörlerden oldu. Çünkü gençler aktif olarak eğitimdeydi. Birçoğu eşyalarını almadan evlerine gitti. Bu ilk dönemlerde tatil gibi algılandı. O dönemde yükseköğretimde bir iki hafta kaos yaşandı. Alt yapısı iyi olan okullar canlı eğitime geçti, sürece adapte olmaya çalıştı.
Koronavirüs sürecinde farklı eğitim modelleri ortaya çıktı
Bu süreçte farklı eğitim modelleri de ortaya çıktı. Birincisi özelikle EBA gibi televizyon üzerinde yapılan açık öğretim şekli. Açık öğretim uzaktan eğitimden farklı. Açık öğretim uzaktan eğitim olarak geçiyor. Açık öğretimde de senkron ve asenkron var. Senkron aynı anda hoca ile öğrencinin karşı karşıya olduğu aktif olabildiği canlı sınıf uygulaması diğeri asenkron olan ise havuza videoların, slaytların koyulması onun üzerinden eğitim yapılması. Bu üçünü ayırt etmek gerek. Televizyon üzerinden yapılan eğitim açık öğrenim ama uzaktan öğrenim senkron veya asenkron oluyor. Orada da müfredat durumuna uygun derslerin canlı olarak verilmesi ya da kayıttan verilmesi gibi bir fark var.
“Üsküdar Üniversitesi olarak internet alt yapımız iyi”
Teknolojik alt yapıları müsait olan özel okullar canlı sınıf yapabildi, teknolojik alt yapısı uygun olamayanlar ödev vererek bu farkı kapatmaya çalıştı. Vakıf üniversiteleri içerisinde incelediğimizde ise tam uzaktan eğitim veriyoruz diyenlerin birçoğu video kayıt ya da kayıt altına alınmış slaytları yükleyerek uzaktan eğitimi kast ediyor. Uzaktan eğitim; canlı eğitim, canlı sınıfta olan eğitim. Canlı sınıf eğitimini yapabilmek için geniş internet bandının olması lazım. Teknolojik alt yapısının olmadığı üniversiteler asenkron yöntem ile eğitim verdiler. Teknoloji bu sistemi destekliyor olması gerekiyor. Üniversite olarak pandemi öncesinde de dijital dönüşümü önemsiyor, uyum sağlamaya çalışıyorduk, alt yapımızı, hazırlıklarımızı bu kapsamda gerçekliştiriyorduk. Pandemi döneminde Üsküdar Üniversitesi olarak internet alt yapımızın ne kadar iyi olduğunu test ettik.
Belirttiğim üzere, zaten koronavirüs pandemisi öncesi önümüzdeki yıl derslerin %30’unu uzaktan yapmak için daha önce karar almıştık. Bununla ilgili hazırlıklar yapılıyordu ve o sistemi devreye soktuk. Uzaktan eğitimde model oluşturduk. Herkes genelde bu süreçte Zoom uygulamasını kullandı. Biz yerli bir yazılım olan ALMS sistemini de kullandık. Bu sistemde bilgiler buluta gitmiyor biz muhafaza ediyoruz kayıt altına alıyoruz. Ayrıca bizim STİX sistemimiz vardı. Öğrenci ve öğretmen aynı zamanda dijital takip sistemini içeriyor. Bu sistemde öğrenci; ödev gönderebiliyor, öğrenci hocası ile konuşabiliyor. Ofis saatleri var o saatlerde öğrenci – öğretmen ile görüşebiliyor. Hocaların hepsi belirlenen saatlerde derslerini canlı olarak verdiler. Tek farkı uzaktan görüyorlar birbirlerini. Bunlar kayıt altına alındı. Dönem sonu sınavlarını dersin özelliğine göre dersin fakülte, yönetim kurulu tarafından belirlenen şekilde ödev, online sınav şeklinde yapılıyor.
Koronavirüs dijital dönüşüm sürecini hızlandırdı
Önümüzdeki sene için koronavirüsün çok ciddi olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle teorik derslerin %50’lik kısmını uzaktan eğitim ile yapacağız. Dijital dönüşüm vardı. Koronavirüs dijital dönüşüm sürecini hızlandırdı. Sağlıkta eğitimde dijitalleşmeyi hızlandırdı. Sağlık burada uygulaması yüksek bir alan. Sağlıkta her şeyi teorik vermek uygun değil. Anatomi, fizyoloji bilgisi gibi dersleri teorik verebiliriz. Hem de öğrencilerin sağlığını risk etmemiş oluruz. Ama öğrenciler üniversite de olmayı istiyorlar. Burada daha özgür hissediyorlar
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü-Psikiyatrist
Prof. Dr. Nevzat Tarhan