Başarıya Götüren Kâğıt Parçacığı…
Ülkemizde ilk koronavirüs vakasının görüldüğü 11 Mart’tan bugüne bir kesim var ki belki de bu süreç en çok onları etkiledi. Onların yerinde olup, bu dönemi yaşamak ister miydim diye kendime sorduğumda, Şuan ki aklımla evet derdim belki, onların yaşındayken buna cevabım ne olurdu çok emin değilim.
Neden evet dediğimi yazımın ilerleyen kısımlarında ifade edeceğim.
Kimden bahsediyorum derseniz, hayatının en önemli döneminde olan, şu günlerde gelecekle ilgili güzel hayaller kuran üniversite adaylarımızdan bahsediyorum.
Yoğun bir tempoda 27-28 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek YKS’ye hazırlanıyorlar şimdilerde.
Bizler gibi onlar da bu sürece hazırlıksız yakalandı.
Pandeminin seyriyle kimi değişiklikler, telaşlanmalarını beraberinde getirdi. Özellikle de sınav tarihlerindeki değişiklikler.
Pandemi gölgesinde sınava hazırlanan korona kuşağı 3 farklı tarih ile tanıştı. Bu yönüyle sanırım bir ilk yaşıyoruz…
Önce 20-21 Haziran için tüm hazırlıklarını yaptılar, bir anda yeni bir tarih 25-26 Temmuz ile tanıştılar.
Sınav süresinin bir aydan fazla uzamasıyla biraz rahatlasalar da çok geçmeden bu kez bam başka tarihle, 27-28 Haziran ile karşı karşıya kaldılar. Süre daralmıştı. Tam rahatlatmanın keyfini süremeden sürenin daralmasıyla biraz gerildiler.
Tarihin iptal edilmesiyle ilgili sosyal medyada kampanyalar başlatsalar da sonuç değişmedi.
Bir aksilik olmaz ise 27-28 Haziran tarihlerinde pandemi tedbirleri altında 2020 YKS gerçekleştirilecek.
Pandemiyle birlikte gerilen adaylara YÖK bu yıla özel jestler de yaptı. 135 dakika olan sınav süresi 30 dakika artırılarak 165 dakikaya çıkarıldı.
Bu döneme mahsus lisans programlarını tercih edebilmek için ilgili puan türünde uygulanan 180 baraj puanı da 170’e çekildi. Bunlar adayları sevindiren hamleler oldu.
Baraj puanının indirilmesi geçen yıl verileri dikkate alındığında 112 ila 195 bin ilave adayın lisans programlarına yerleşebilecekleri anlamına geliyor bir diğer yönüyle de. Bu öngörü sadece.
Pandemi kuşağının jestleri bununla sınırlı kalmadı. Adaylara 12’nci sınıfın sadece birinci döneminden sorumlu olacağı da bildirildi.
Yarım elma, gönül alma hamleleriyle adaylarımız için pandemi avantajlarıyla da geldi aslında…
Şimdi gelelim başta ifade ettiğim kısma.
Bugün ki aklım olsa bu dönemde sınava girmeyi ben de isterdim demiştim…
Neden?
Pandemiyle birlikte evet, bir anda sosyal hayattan el, ayak çekildi. Normal şartlarda başarılı olmak isteyen her adayın isteyip de yapamadığı bir şey aslında, çünkü sınava odaklanmaları gerekiyor.
Pandemi buna olanak tanıdı.
Bu 3,5 aylık karantina günlerini eminim ki birçok aday iyi bir şekilde değerlendirdi.
Bahar aylarıyla birlikte kimsenin dışarıda olamayacağını bilmekle sınava daha iyi motive olabildiklerini düşünüyorum.
Bunun meyvelerini önümüzdeki haftalarda toplayacaklarına da inanıyorum.
Unutmamak gerekir ki hiçbir gayret karşılıksız kalmaz.
Bu süreci çok iyi değerlendirenler gibi kaygı, paniğe kapılıp hiçbir şey yapamayan, koronayı bahane edip, işi baştan savan, kendince haklı gerekçelerle durumu mantığa bürüyen arkadaşlarımız da oldu.
Şunu çok iyi biliyoruz ki insanoğlu kendi kendini kandırmada müthiş becerilerle donatılmış canlı.
Şimdi onlar için birkaç şey söyleyeceğim.
Hala geç değil. Önünüzde 10 günlük bir süreç var.
Kendimce uyguladığım yöntemlerden bir tanesini size anlatacağım. Umarım faydası olur.
Sınava gireceğiniz şehirden uzaklaşmamak kaydıyla evinizden biraz uzak, yalnız kalabileceğiniz bir yere kampa girin!
Yanınıza 10 gün hayatta kalmanıza yetecek kadar yiyecek, içecek…vs. almanız yeterli.
Bir de ders ve okuma kitaplarınızı tabi ki. En önemli donanımlarınız bunlar olacak.
Teknolojinin tüm nimetlerini, tv, telefon, bilgisayar…vs. unutun, mümkün ise yanınızda götürmeyin! Teknoloji diyeti uygulayın 10 gün.
Hızlıca çalışma ortamınızı hazırlayın. Sadece sınavı düşünün ve sınava odaklanın.
Bilinçli şekilde hareket edilebilirse 10 günlük süre yaşamda birçok şeyi değiştirebilir.
Eksik konularınızı tamamlayın, soru, deneme çözün demeyeceğim!
Kendi durumunuza göre onları zaten planlayacaksınızdır. Bu konuda uzmanların da önerileri var. Uzm. Psk. Dan. Ece Tözeniş hocamın önerilerine kulak verebilirsiniz.
Öyle ki ben sınavın son gününde soru çözdüğümü, aklıma takılan konulara açıp baktığımı hatırlıyorum. Bence burada tek bir doğru yok. Her kesin doğrusu kendine. Bilinçli ve yararlı olduğunu düşünüyorsanız siz de yapabilirsiniz.
Her şey hazır ve masanıza oturduğunuzda önce bir yarım saati kendinize ayırın. Şu soruya cevap arayın…
Sınava neden giriyorum?
Bu sınav ile hayatımda neyin değişmesini istiyorum?
Verdiğiniz cevapları hemen bir kâğıda yazıp çalışma masanız duvarına, göz hizanıza asın.
Bu 10 günlük kampın başarı anahtarı işte o cevapta saklı, hatta hayatınızın.
O cevap ne kadar samimi ise sizin başarı çıtanızı belirleyecek de o olacaktır.
Çileli gördüğünüz bu süreç size keyifli hale gelecektir.
Ve bu 10 günü size hiç unutturmayacaktır!
Gönlünüzden geçen bölümün dersleri için, hayalini kurduğunuz üniversitenin sıralarına her oturuşunuzda o kâğıt parçası gözünüzün önüne gelecek.
Geldikçe hayatınızda yeni kâğıt parçaları oluşacak ve çoğalacak.
Hadi, şimdi harekete geçme vakti.
Yaşamınızın her aşamasında kâğıt parçacıklarınız eksik olmasın…
Şaban Özdemir
sabanozde@gmail.com